Nasrett’n hoca. peşin para

Nasrettin Hoca bir komşusundan ödünç para almıştı. Borcunu vaktinde ödeyemedi. Alacaklı, bir gün kapısını vurdu: -Kusura bakma Hoca Efendi, alacağımı istemeye geldim. Nasrettin Hoca’nın o anda kesesinde bir akçesi bile yoktu. Komşusuna: -Bak, şu bahçenin kenarındaki çalıları görüyor musun? Buradan geçen koyunların yünleri bu çalılara takılacak. Bu yünleri toplayacağım. Eğritip iplik yaptıracağım. İpliği satıp sana … Continue reading Nasrett’n hoca. peşin para

NASRETTIN HOCA. YA TUTARSA? 

Nasrettin Hoca güzel bir yaz sabahı evinden çıkıp tarlasına gitmiş. Öğlene kadar çalışmış. Hava çok güzelmiş. Tarladaki işleri bitince gölün kıyısını gezerek evine gitmeye karar vermiş. Çimenler yemyeşil, göl masmaviymiş. Kuşlar ‘cik cik’ diye ötüyormuş. Hoca, gölün kıyısına oturmuş. Karnının açlığını fark etmiş. Yanında hanımının tarlada yemesi için hazırladığı yemekler varmış. Torbasından yemeğini çıkarmış. Yemeğinin … Continue reading NASRETTIN HOCA. YA TUTARSA?